YAHUDİLERİN BAŞARISI NEREDEN GELİYOR’A CEVAPTIR
Haklı olunan bir nokta var gerçekten Araplar ve Yahudiler aynı Keldaniler, Süryaniler ve diğer bazı topluluklar gibi Sami ırkına mensupturlar. Soruda Yahudiler gelişmiş toplum olabiliyor ama Araplar neden olamadı diye yazıyor. Peki Keldaniler neden olamadı? Süryaniler neden olamadı? Araplar Müslüman, Keldani ve Süryaniler Ortodoks Hristiyan ama Yahudiler Musevi idi ondan mı acaba?
Önce İsrail’den başlayalım; İsrail ve Yahudi devleti olmazdan önce tüm topluluk Mısır’da yaşıyordu ve Musa sayesinde ülkeden çıkıp Vaat edilmiş topraklara yolculuk başladı.10 yılı aşkın bir sürede şimdiki topraklarına geldiklerinde Sami ırkına mensup Filisti isminde bir kavim yaşamaktaydı ki onlardan çok ileri bir uygarlığa sahiplerdi. Demiri işler, metalden ev ve savaş aletleri yapar, tarım ve çiftçilik ve hayvancılıkla geçinirlerdi. Musa’ya inananlar bu topraklara geldiklerinde sadece inşaat, tarım ve hayvancılık biliyorlardı. İlk kez bir savaşa katılmak için köylülerden ordu kuruldu ve başına Saul geçti. Yani onlar da kabile hayatı yaşıyorlar aşiret gibi yönetiliyorlardı. Hatta bilinir ilk Yahudi devletinde 12 ve bir de bilinmeyen 13. kabile vardı. Yani ondan önce devlet yapıları da yoktu. Yönetim din adamlarının elindeydi. Aynı Arapların ilk zamanlarında olduğu gibi.
Daha sonra iki devlet oldular. Biri İsrail diğeri Yahuda devleti. Sırasıyla önce Asurlular Kral Salmanassar ile geldi birini yıkıp insanları esir alıp ülkesine götürdü. Sonra Babiller Kral Nabukadnezar ile geldi diğerini yıkıp insanları esir alıp ülkesine götürdü. Asur ve Babil ülkelerine giden Yahudiler burada yaklaşık 10 yıl kadar yaşayıp kaldılar. Kültürlerini, din yapılarını, yeteneklerini ve becerilerini öğrendiler. Medlerin desteğiyle kurtulup kafa parası vererek ülkelerine döndüler. Bu tarihten sonra artık dışarıdan eğitimli gelen farklı bir topluluktan gördüklerini yapabilen insanların oluşturduğu devlet oldular. Hem kültürleri hem ekonomileri hatta dinleri bile Sümer dininin etkisi altında gelişti. Eskiden Cennet Cehennem ya da Nuh kimdir bilmeyen bu insanlar kitapları Tevrat’a hepsini nakşetti.
Yetmedi Büyük İskender geldi. Yunan bilimini, kültürünü ve ekonomisini buraya taşıdı. Daha sonra Romalılar geldi. Onlar daha uzun süre kaldılar ve kültürlerini, bilimlerini, ekonomilerini buraya aktardılar. Ancak bu arada sert direnç gösteren Yahudileri ülkelerinden uzaklaştırmayı dünyaya dağıtmayı da başardılar. O tarihten sonra bölgeden artık devlet olarak varlıklarını sürdüremeyen Yahudi toplumu dünyaya dağıldı.
İran’a, Orta Asya’ya, Avrupa’ya gittiler. Doğu Avrupa, Batı Avrupa, Güney Avrupa onların ülkeleri oldu. Gittikleri yerlerde inanışları dolayısıyla yadırganıp ikinci sınıf vatandaşı muamelesi gördüler. Çünkü bölgeler Hristiyan yerleşim yerleriydi ve İsa’nın öldürülmesinden Yahudiler sorumluydu. Bulundukları ülkelerin ekonomik şartlarına uyum sağlayarak yaşamayı sürdürdüler. Rusya steplerinde tarımla uğraştılar, Doğu ve Orta Avrupa da bilimle ilgilendiler, İngiltere ve Fransa da paranın ekonomik sistemdeki yerini kullanarak ekonomiyi yönetmeye çalıştılar. Kapalı toplum olmaları sayesinde bir birlerine destek olmaya devam ettiler.
Amerika yeni bir dünya olarak keşfedildikten sonra bu ülkeye gidip yerleşenler sistemin içinde tutunmaya başladılar. Başarısız olanlar yok muydu? Elbette vardı ama başarısız olanları koruma altına alıp destekledikleri bir yapıları olduğu için onlar görülmüyor ve bir süre sonra feraha kavuşabiliyorlardı. Bu içlerindeki imece güdüsü onları bir çok yerde ayakta tutabildi. Dünyaya dağılmış Yahudiler bulundukları ülkelerin yaşam koşullarına ayak uydurmuşlardır ve onların gelenekleri içinde yaşarlar. Ancak merkezi otoriteye (İsrail devleti) bağlılıklarını asla bırakmazlar.
Gelelim Araplar’a. Araplar’ı ele alacak olursak en başından beri kabile hayatı yaşamışlar kendilerine yakın çevre içinde ticaret yapmaktan başka bir yol bulamamışlardır. Ticaret konusunda en yetenekli olanlar kervanlarla Yahudiler ile iletişim kurduklarından dolayı İslam’ın gelişmesinde hatta oluşmasında bile Yahudilerin etkileri olmuştur. Diğer iletişim içinde oldukları Yemen, Habeşistan. İlk kez İran ve daha sonra Çinlilerle, Türklerle iletişim içinde olmuşlar. Ancak bunda da savaş ve sonrasında ganimet ile bu ilişki sonlanmış. İran ile daha sıkı bağlılıkları olmasından dolayı Emevi döneminde devlet olabilmeyi başaran Araplar Moğolların tüm kültür ve bilimlerini yok etmesiyle karanlık bir çağa gömülmüşlerdir. Halen birisi bana onların kabile hayatı yaşamadığını söyleyebilir mi? Sahip oldukları petrol onlara yetebildiği sürece yapacakları hiçbir şey yok. Kabile ve aşiret olarak devam edecekleri ülkelerinde, dışardan aldıkları destekle fakir ülkelerden gelen ucuz işçileri çalıştırıp hayatlarını yaşamaya devam edeceklerdir.
Toplumların gelişimini sağlayan ırksal özellikleri değildir. Bunun desteklediği bir ana yapı vardır elbette ancak her topluluk bulunduğu yerde sabit kalsaydı ve başka toplumlarla iletişim içinde olmasaydı keşfiler ve icatlar bu kadar hızlı olamazdı. Ekonomi bu kadar canlı olamazdı.
Bir toplumun gelişmesi ve uygarlık konusunda ilerleyebilmesi için kendinden başka toplumlarla iletişim ve ticaret halinde olması gerekmektedir. Eğer öyle olmasaydı Kristof Kolomb Amerika’yı keşfettiğinde hala çadırlarda Neolitik çağ hayatı yaşayan Kızılderililerle karşılaşmaz kent hayatı içinde bir toplum bulmuş olurdu. Keza Afrika da ki yerliler de ilk çağ hayatı yerine düzenli toplum olurlar ve köle olmaktan kurtulurlardı.